Bardak çizimleriyle kazandığı parayı dünyayı gezmek için kullanan Berk Armağan’la buluştuk, sosyal medyada Seyyahart olarak bilinen maceracıya merak ettiklerimizi sorduk.
Berk Armağan, 2016 yılında Seyyahart adıyla açtığı sosyal medya hesaplarıyla kısa zamanda dikkat çeken bir maceracı. Hayattaki en büyük amacı dünyayı gezmek ve bu hayalini gerçekleştirmek için özel tasarımlarıyla çizdiği bardakları satıyor. Seyyahart hakkında daha fazla detayı internet sayfasında bulabilir, bardak çizimlerine ise Instagram hesabından göz atabilirsin.
Böyle bir maceraya nasıl atıldığını merak ettik ve Berk’e birtakım sorular yönelttik.
Berk Armağan
Bardak çizerek seyahat etme fikri nasıl ortaya çıktı?
Parasızlık nedeniyle ortaya çıktı. Yaklaşık iki yıl önce yaz aylarında otostopla Türkiye’nin batı yakasını gezdikten sonra okul döneminde yurtdışı merakım gitgide artmaya başlamıştı. Ne yapsam para kazanabilirim diye düşünüyordum. Aklımda iki fikir vardı. Ya herhangi bir işte part-time çalışarak para biriktirmek ya da bardak çizip satmak. Bardak fikri nerden aklına geldi derseniz, o zamanlardan 1 yıl önce ilk çizim bardağımı yakın arkadaşıma hediye etmek için yapmıştım. Kendisinin ve arkadaşlarının beğenileri, olumlu yorumları aklıma gelivermişti. Kendi para kazanma yolumu seçtim. Hiç sokak satış tecrübem olmamasına rağmen Taksim Şişhane metrosunun yanında bardaklarımı satmaya çıktım. 12 tane bardak çizmiştim, 6 saat boyunca orada hayalimi gerçekleştirmek için bu bardakları satmaya çalışmıştım. O gün 8 tane satıp 150 lira kazanmıştım. Ondan sonra ‘seyyahart’ ismiyle tüm sosyal mecralara giriş yaptım. Ve şu anki noktaya geldim. Yavaş yavaş, çizerek…
Bugüne kadar bu sıra dışı yöntemle kaç ülkeyi ziyaret ettin?
Bu şekilde 21 ülke 46 şehir gezdim.
Şu ana kadar yaptığım gezilerin %90’ını bardaklardan kazandığım paralarla gerçekleştirdim.
Berk Armağan
Bardak çizmek dışında, seyahatlerin için başka hiçbir ekonomik kaynak kullanmıyor musun?
Acil durumlarda kendi harçlıklarımdan ya da ailemden aldığım parayı kullanıyorum. Şu ana kadar yaptığım gezilerin %90’ı bardaklardan kazandığım parayla %10’u ise saydığım bu kaynaklarla sağladım. Buna örnek verecek olursam; İsveç’te rahatsız olduğumda Türkiye’ye dönmem gerekiyordu. Planımda olmayan bir durumdu. 960 liraya bilet alıp eve döndüm. Sonrasında da gezime Viyana’dan devam etme kararı aldım. Orası için de 240 TL gidiş parası verdim. Bunları hesap etmezsek Avrupa’da kaldığım 40 günlük süreç içerisinde toplam 3 bin lira harcadım. Her şey planladığım gibi gitseydi size verdiğim oran %100 olurdu!
Bu işten para kazanmak için ilk denememde 12 tane bardak çizmiştim. 6 saat boyunca onları satıp 150 lira kazanmıştım.
Dışarıdan bakan pek çok insan ‘Oh geziyor, hayat ona güzel’ diye düşünüyor seyahat ederek hayatını kazananlar için. Peki, durum tam olarak böyle mi? Heveslisi için artılarını, eksilerini anlatabilir misin biraz?
Kendi adıma konuşayım, dışarıdan görünen gidilmesi gereken ülkeler, harika fotoğraflar, özgürlük, eğlence vs. ama aslında bu mükafatım… Bunları gerçekleştirmeden önce onlarca çizim yaptım, bir sürü yazı yazdım, sürekli güncel kalmak için düşündüm. Ortalama bir çizimim 4 saat sürüyor ve gezmek için bir sürü bardak satmam gerekiyor. Üstelik benim gezilerim daha yorucu oluyor. 20 günlük Japonya seyahatimde 13 bardak çizdim. Bunları çizmek için 9 gece uykumdan feragat ettim. Benim için bunların tek eksisi yorgunluk ve biraz dalgınlık oluyor (bunlar da sorun değil zaten).
Artısı, hayalimi yaşamak! Bu hayatta bence en güzel şeylerden biri hayallerimizi yaşayabilmemiz. Ve benim bütün hayatım boyunca sürebilecek bir hayalim var: Dünyayı gezmek. Her bir ülkeyi gezdiğimde, hayalimi gerçekleştirmeye daha da yaklaşıyorum. Bunun yanında filmlerde gördüğüm yerlerin içinde geziyorum, farklı insanlarla tanışıyorum, hiç yemediğim şeyleri yiyorum, bilmediğim bir dilde konuşulan yerde yabancılık hissiyle mutlu oluyorum, evimi özlüyorum, dünyaya bakış açımı genişletiyorum, fikirlerimi besliyorum… Kısacası güzel şeyler katıyorum kendime!
Seyahat ettiğin yerler içinde sende en çok iz bırakan ülke hangisi oldu ve neden?
Japonya. İnsanların nezaketi, onca kalabalığa rağmen düzenin harika bir şekilde işlemesi, teknolojinin üst boyutlarını görmek, kötü bir felaket yaşamalarına rağmen çalışarak çok kısa bir sürede imrenilecek boyutlara gelmeleri, doğaya, tarihe ve kültürlerine çok saygılı olmaları… Bu ülkeyi sevmemin başlıca nedenleri galiba bunlar.
Bundan sonraki hedefin ne, nereleri gezmeyi hedefliyorsun?
Yakın zamanda Rusya’ya gideceğim. 13 günlük bir seyahat olacak. Sonrasında İran’ı ya da Azerbaycan’ı gezmek istiyorum.
Örnek ve ilham aldığın biri var mı?
Var, Dinotomic. Norveçli bir çizer. Her alanda -dövme, duvar, kağıt, tahta, barut sanatı, karanlıkta parlayan kum sanatı, su ile çizim- çizim yapabiliyor. Ve yaptığı her şeyi çok başarılı bir şekilde yapıyor. Tam olarak olmasa da çeşitlilik bakımından örnek aldığım biri.